|
Bolu Adası YİTİRİLEN TARİHİ MEKANLARIN KENTE YENİDEN KAZANDIRILMASI PROJESİ
Abant, Yedigöller, Gölcük gibi doğal güzelliklerinin ve Batı Karadeniz’e özgü iklim özelliklerinin yanı sıra, milattan önce 5000’li yıllara kadar uzanan tarihi geçmişe ve kültürel katmanlara sahip olan Bolu’da; -Yıldırım Beyazıt’ın henüz şehzadeliği döneminde 1382 yılında yaptırdığı külliyeye ait Orta Hamam, -Sultan II.Abdulhamid döneminde, yangında harap olması nedeniyle 1382 yılında yapılan caminin yerine yenisi yapılan Yıldırım Beyazıt Cami, -16.yüzyıl eserlerinden Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa Külliyesine ait Tabaklar Cami ve Hamamı, -17. yüzyıldan kalma Vezir Şemsi Paşa Külliyesine ait İmaret Cami ve Süreyya Hamamı, -18.yüzyılda yapılan Aşağı Taşhan ve Saraçlar Cami, -19.yüzyıl eserlerinden Yukarı Taşhan ve Süreyya Oteli gibi yapılar yapıldıkları zamandan günümüze kadar sürekli olarak kullanılmaları sayesinde bakım ve onarım imkanlarına sahip olabildikleri için ayakta kalabilmiştir.
PLANLAMA KARARLARI Hazırlanan dönüşüm projesi ile yıkılacak, korunacak ve yeniden inşa edilecek tarihi yapılar ile yaya dolaşımı ve gezinti mekanları göz önünde bulundurularak, alanın kullanım amacı doğrultusunda yapı adaları yeniden kurgulanmış olup, binaların fiziki durumları ve estetik kaygılar doğrultusunda kullanım kararları ve yapılanma koşulları parsel ve yapı ilişkisi bağlamında irdelenerek yapılaşma nizamları bu çerçeve yeniden düzenlenmiştir. Bu temel yaklaşımlar doğrultusunda yapılan değişiklik ile planlama alanın batısındaki tescilli Sultan Hamamının etrafının açılıp, yapının görselliğinin ön plana çıkarılması amacıyla, hamamın içerisinde bulunduğu imar adasının Süreyya Sokağa olan cephesi kısaltılarak hamamın güneyinde bir park alanı önerilmiştir. Hamamın güneyinde önerilen park alanı ile birlikte alan içerisinde yaya dolaşımına imkân veren açıklığın sağlanması ve Süreyya sokaktan başlayarak, Semerkant Cami ve türbesi ile diğer tescilli yapılara kesintisiz yaya ulaşımının sağlanması amacıyla 218 nolu adanın doğu batı ekseninde ortasından yaya yolu önerilmiş, böylelikle bir ucu Sultan Hamamı diğer ucu Semerkant Cami olan bir yaya aksı oluşturulmuştur. Semerkant Caminin bulunduğu yapı adası İmaret Sokağa kadar genişletilerek, söz konusu tarihi caminin de önünün açılması ve görünürlük kazanması sağlanmıştır. Alan içerisindeki bazı adaların yapılanma koşulları mevcut fiziki durumuna göre yeniden belirlenmiş olup, alanda inşaat ve nüfus yoğunluğu artırıcı değişiklikler yapılmamıştır. UYGULAMA İLKELERİ Planlama çalışmasının birincil hedefi, kentin turizm potansiyelinin artırılması noktasında, zaman içerisinde çeşitli nedenlerle ortadan kalkan ya da strüktürel zayıflıkları gerekçe gösterilerek yıkılan ve özgün konumlarında yeniden yapılması teknik ve hukuki manada mümkün olmayan, tarihsel bir dönemin özellik ve güzelliklerini barındıran yapıların proje alanı içerisinde yeniden inşasına (rekonstrüksiyon/rekompozisyon) odaklanmaktadır. Son yıllarda ülkemizin şehircilik ve mimarlık gündeminde önemli bir yer tutan hassas konulardan biri de tarihî yapıların aynısının veya benzerlerinin yapımına yönelik proje ve uygulamalardır. Konuya ilişkin güncel tartışmalar ve eleştiriler, bir takım çekincelere yol açsa da zaman içerisinde toplum tarafından da benimsenen başarılı uygulamalardan edinilen deneyimler, yerel yönetimlerde bu türden planlama çalışmalarının uygulanabilirliği noktasında heyecan ve sinerji oluşmasını sağlamıştır. Planlama çalışmasının hedefine ulaşabilmesi ve kalıcı sonuçlar elde edilebilmesi açısından; Planlama alanının konumu ve tarih süzgecinde geçirdiği çok katmanlı kentsel mekân oluşumu ve buna bağlı olarak arkeolojik sit alanı statüsü, planın uygulayıcıları tarafından, her aşamada birincil önceliğe sahip kültürel zenginlik olarak algılanmalıdır. Projenin uygulanması aşamasında arkeolojik buluntulara rastlanması halinde, proje erekleri ile (muhtemel) buluntular arasında rasyonel bir çözüm arayışına gidilmelidir. Temin edilecek projelerin niteliğinin ve görsel kalitesinin yanı sıra projeden birincil faydalanıcı olarak etkilenen yöre sakinlerinin bu konudaki hassasiyetleri ile projenin gereksinimleri ve yatırımcıları arasındaki uzlaşı arayışları kamu otoritesinin en temel sorumluluklarından biri olarak ele alınmalıdır. Proje, salt mimarlık ve görsel sanatlara ilişkin meslek alanlarının ilgi konusu olarak algılanmamalı, konuya ilgi duyan farklı mesleklerin, tarihsel, sanatsal, kültürel, çevresel, sosyal, ekonomik, politik vb. entelektüel birikimleri projeye entegre edilmelidir. Proje kalitesinin artırılması ve toplumun geniş kesimi tarafından sahiplenilmesi bağlamında farklı disiplinlerden uzmanları, akademisyenleri, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri projenin paydaşı olarak görülmelidir. Yerel yönetimin koordinatörlüğünde, proje paydaşlarının katılımını ve tartışma ortamını sağlamak üzere mevcut “Estetik Komisyonunun” çalışma konusu ve kapsamı genişletilmeli, komisyonda görüşülen projelere ilişkin katılımcılık ve uzlaşı esasına dayalı olarak alınan kararlar, proje kapsamında yapılacak eserlerin onay prosedüründe de bağlayıcı olmalıdır. Planlama alanı içerisinde geçmiş dönemlerde mevcut yerlerinde korunamayan ama hafızalarda tazeliği devam eden Eski Belediye Binası, Karakol Binası, Ziraat Bankası Binası, Ticaret Bankası Binası, Jandarma Binası gibi yapıların veya yitirilen diğer tarihsel yapılar imkânlar çerçevesinde yeniden yapılarak planlama alanı bir açık hava müzesi gibi değerlendirilmelidir. Bolu’nun geleneksel sivil mimarlık örneklerine ilişkin kurum/kuruluşlar nezdinde tutulan arşiv kayıtlarından, akademik çalışmalardan, kişisel belgelerden, vb. faydalanılarak yöreye özgü “Geleneksel Yapı Tasarım Kılavuzu” elde edilmelidir. Yeni yapılacak yapıların cephe düzenlemelerinde, kapı, pencere, çatı örtüsü, malzeme ve renk seçiminde, tasarım kılavuzu yönlendirici olmalıdır.
|
|
Çizgi Planlama Şehircilik Harita İnş.Ltd.Şti - KENTSEL DÖNÜŞÜM