|
Burada yayımlanan Şehircilik tasarım ve projeleri 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sahibinin izni olmadan çoğaltılamaz, başka bir yerde yayımlanamaz. Kaynak gösterilmek kaydıyla alıntı yapılabilir.
Rasim Dokur Milli Mücadele Müzesi
" ... Gazi ve Latife Hanım aynı günün akşam üzeri Tarsus’a geldiler. Akşam yemeğini yemek üzere Mehmet Rasim (Dokur) Bey’in evine gidildi. Mehmet Rasim Bey, İstiklal Savaşında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusunun tüm bez ihtiyacını kendi fabrikasında dokuyup göndermişti. Gazi, akşam yemeğinde Rasim Bey’e “Kurtuluş Savaşımız’da bize fabrikanız ile büyük destek sağladınız. Ordunun bez ihtiyacının büyük bir kısmını temin ettiniz. Size olan borcumuz nedir ve nasıl öderiz?” diye sordu. Rasim Bey, “Paşam, Türk Ordusuna fabrikam feda olsun. Hükümetimizin bana hiçbir borcu yoktur “ diye yanıtladı bu sözleri. ... " (Fatih Bayhan, Latife Hanım´ın Kağıtları)
Mehmet Rasim Dokur (1862-1953) Rasim Bey Fabrikası Türkiye´nin ilk iplik ve dokuma fabrikalarındandır. 1862 yılında Mısır´da doğan Mehmet Rasim (Dokur) Bey öğrenimini Fransa Sorbonne´da yapmıştır. Bir süre Mısır´da savcılık görevinde bulunduktan sonra. Anadolu´nun Akdeniz sahillerini gezerken Tarsus´u çok beğenmiş ve Mısır´daki ailesine ait dokuma fabrikasını 1896 yılında Tarsus´a taşımıştır. (aşağıdaki resimde 20.yüzyılın başlarında Tarsus´taki dokuma fabrikasının atölyeleri ve bacası görünmektedir) Tarsus´un, Fransız işgalinden kurtulmasının ardından Türk ordusunun çadır, bez ve elbise ihtiyaçlarını karşılamak üzere fabrikasını milli mücadeleye adayan Rasim Bey’in fabrikasındaki dokuma tezgahlarında gece gündüz demeden çalışan işçiler, Kurtuluş Savaşımızın isimsiz kahramanlarındandır. M.Rasim Bey´in vatanperverliği ve hayırseverliği sadece Tarsus halkı tarafından değil, Atatürk tarafından da unutulmamıştır. 17 Mart 1923 tarihinde, Tarsus’a gelen Büyük Önder ve eşi Latife Hanım; Kurtuluş Savaşı’ndaki hizmetlerinden dolayı kendisini onurlandırmak amacıyla M.Rasim Bey´in evine konuk olmuşlardır (yukarıdaki Fatih Bayhan´ın kaleminden aktarılan diyalog, bu ziyaretleri esnasında gerçekleşmiştir). Soyadı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte M.Rasim Bey´e DOKUR soyadı bizzat Atatürk tarafından verilmiştir. Hizmete girdiği 1911 yılından itibaren zaman içerisinde atölyelerden modern fabrika binasına dönüşerek Tarsus´un tekstil sanayisinde ön plan çıkmasında önemli bir paya sahip olan fabrika 60´lı yıllarda vergi borcu yüzünden Rasim Dokur´un varisleri tarafından satılmış daha sonra da ekonomik sebeplerden dolayı kapatılmıştır. Fabrikanın faaliyetinin sonlandırılması ile birlikte 80´li yılların sonlarına doğru ana fabrika yapısı yıkılmış sadece ilk yapıldığı tarihten beri kullanılmakta olan bacası ayakta kalabilmiştir.(üstte Tarsus´un 80´li yıllarda çekilen hava fotoğrafında Rasim Dokur Fabrikası ve Baca görünmektedir.) Söz konusu baca yapısı herhangi bir mimari ve estetik özellik taşımamasına rağmen tarihsel misyonu nedeniyle Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 21.12.1998 tarih ve 3253 sayılı kararı ile Anıt Eser olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Günümüzde fabrika bacasının bulunduğu alan onaylı imar planında konut bölgesi içerisinde yer almaktadır. Bacanın üzerinde yer aldığı 697 m2 büyüklüğündeki tescilli parsel park olarak düzenlenmiş olup henüz konut yapılaşmaları başlamamış olduğundan çevresi boş vaziyettedir. Bacanın temsil ettiği tarihsel değer günümüzde çoğu kimse tarafından bilinmemekte, sadece geçmişte fabrikadan emekli olanlar ve onların çocuklarının hafızalarında bir anlamda "ekmek teknesi" olarak yer almaktadır. Günümüze ulaşabilen Baca yapısının simgesel değeri ile özdeşleşen milli mücadele ruhunu gelecek kuşaklara aktarılabilmek amacıyla, bu alanda “Rasim Dokur Milli Mücadele Müzesi” yapılmasına ilişkin Fikir Projesi geliştirilmiştir. Fikir Projemizde; tescilli baca yapısının restorasyonunun yanı sıra kentsel bellek oluşturulması bağlamında kent müzesi niteliğinde bir yapının kente kazandırılması hedeflenmektedir. Projemizi destekler mahiyette Koruma Kurulunun 24.07.2020 tarih ve 12582 sayılı kararı ile tescilli baca´nın koruma alanı sınırları genişletilerek, kültür varlığının parselinin bulunduğu alanın "Kültürel Tesis Alanı" olarak plan değişikliği yapılmasına karar verilmiştir. Bacanın etrafındaki konut parsellerinin 2020 itibariyle henüz yapılaşmamış olması bu amaç doğrultusunda plan revizyonu yapılmak suretiyle projenin hayata geçirilebilmesini olanaklı kılmaktadır. Planlama tekniği açısından mevcut imar planında gösterilen ancak henüz açılmamış olması nedeniyle alt yapı yatırımının da gerçekleşmediği imar yollarının kapatılması suretiyle yoldan ihdas yapılarak (kamulaştırma vs. mali külfet olmaksızın), yaklaşık 3200m2 büyüklüğünde mülkiyeti kamuya ait arsa üretilmesi mümkün görünmektedir. MÜZE YAPISININ MİMARİ KONSEPTİ Önerilen Müze yapısının mimarisi, Anadolu´nun düşman işgalinden kurtuluşu ile sonuçlanan zorlu süreci kronolojik olarak ziyaretçilere aktaran bir tasarıma sahiptir; Yola yakın konumdaki giriş yapısından müzenin ana yapısına alt geçitle karanlık bir dehlizden geçilerek ulaşılmaktadır. Bu dehlizde 1919 yılının işgal altındaki Anadolu´nun kasveti koridor boyunca 3 boyutlu görseller, ışık ve ses efektleri ile ziyaretçilere yaşatılacaktır. Ana yapıya ulaşıldığında ise en alt kottaki (-4.50m) "Manzara-i Umumiye Salonunda" Atatürk’ün “Geldikleri Gibi Giderler” sözünün yazılı olduğu pano ziyaretçileri karşılamaktadır. Bu salonda Vatanın o günkü durumu Nutuk´taki ifadelerle kulaklıklardan ziyaretçilere anlatılarak, kurtuluşa giden yol kotlarla oynanmak suretiyle aşama aşama ziyaretçilere aktarılmaktadır. Bu salondan bir kaç basamak yükselerek (-3.25m) kotundaki "Misak-ı Milli Salonunda" bu kavrama vakıf olunduktan sonra birkaç basamak daha yüksekte konumlandırılan (-2.00m) kotundaki "Hakimiyet-i Milliye Salonuna" geçilerek, burada Büyük Millet Meclisinin açılışı ile birlikte yaşanan gelişmeler ziyaretçilere anlatılacaktır. Bu salonun bir üst kotundaki (-1.00m) "Büyük Taarruz Salonunda" Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kazanılması ve memleketin düşman işgalinden kurtuluşu yaşatılacaktır. En üstte zemin kotuna (+-000) gelindiğinde ise yapının anıtsal baca yapısına bakan cephesindeki tek açıklıktan gelen doğal ışık ile aydınlatılan ferah mekandaki "Rasim Bey Salonunda" bir zamanlar burada yer alan dokuma fabrikasının milli mücadeledeki rolü anlatılarak Rasim Dokur´a ait özel eşyaların ve fabrikaya ait tarihi dokuma tezgahlarının sergilendiği ve Atatürk ile Rasim Dokur´un meşhur diyaloğunun balmumu heykellerle sahnelendiği bu salonda, yapının tarihsel önemine tam manası ile vakıf olunup salonun karşısına konumlandırılan açıklıktan baca görülerek manevi atmosfer tamamlanmaktadır. Bu kotta yer alan hediyelik eşya salonundan alışverişin ve Kafeteryada dinlenmenin ardından ziyaretçiler Müzeden ayrılacaktır. Eser Sahibi; H.İbrahim Doğanay - Şehir Plancısı |
Çizgi Planlama Şehircilik Harita İnş.Ltd.Şti - FİKİR PROJELERİ